Endokrinoloji
Endokrinoloji, vücuttaki endokrin sistemle ilgili hastalıkları inceleyen bir tıp dalıdır. Endokrin sistem, vücudun hormon üretiminden sorumlu olan iç salgı bezlerini içerir ve vücudun dış çevreye adaptasyonu için dengeyi sağlar. Bu tıp dalı, şeker hastalığı, metabolizma bozuklukları, hipofiz, tiroid, böbrek üstü bezi rahatsızlıkları, cinsiyet hormonu eksiklikleri ve metabolik kemik hastalıkları gibi birçok rahatsızlıkla ilgilenir. Endokrinolojinin amacı, bu bezlerin çalışma sistemlerini ve ürettikleri hormonların vücuttaki etkilerini anlamak ve tedavi etmektir.
- FUE (Foliküler Ünite Ekstraksiyonu):
FUE, saç ekimi alanında en yaygın ve popüler yöntemlerden biridir. Bu teknikte, donör bölgeden tek tek foliküler üniteler alınır ve ekim yapılacak alana özenle yerleştirilir. FUE tekniği, minimal invaziv olması ve hızlı iyileşme süreci sunması nedeniyle tercih edilir. Ayrıca, bu yöntemde iz kalma riski oldukça düşüktür, bu da hastaların doğal bir görünüm kazanmasını sağlar. - FUT (Foliküler Ünite Transplantasyonu):
FUT, saç ekiminde daha eski bir yöntem olarak bilinir. Bu teknikte, donör bölgeden bir deri şeridi alınır ve foliküler üniteler bu şeritten ayrıştırılarak ekim yapılacak bölgeye transfer edilir. FUT tekniği, özellikle geniş alanlarda saç ekimi yapılması gereken durumlarda tercih edilebilir. Ancak, bu yöntem sonrası donör bölgede ince bir iz kalabilir. - DHI (Doğrudan Saç Ekimi):
DHI, saç ekiminde en yenilikçi ve gelişmiş tekniklerden biridir. Bu yöntemde, saç kökleri özel bir kalem (Choi Implanter Pen) kullanılarak doğrudan ekim yapılacak alana yerleştirilir. DHI’nin en büyük avantajı, saç köklerinin dış ortamda geçirdiği sürenin minimuma indirilmesi ve bu sayede köklerin hayatta kalma oranının artırılmasıdır. Ayrıca, bu yöntemle daha sık bir ekim yapılabilir, bu da daha doğal ve dolgun bir görünüm sağlar. - Safir FUE:
Safir FUE, klasik FUE tekniğinin daha ileri bir versiyonudur. Bu yöntemde, kanal açma işlemi için safir uçlar kullanılır. Safir uçlar, metal uçlara göre daha ince ve hassas kesiler oluşturur, bu da iyileşme sürecini hızlandırır ve yara izi riskini azaltır. Safir FUE, özellikle doğal bir saç çizgisi elde etmek ve ekim sonrası daha hızlı bir iyileşme süreci yaşamak isteyenler için ideal bir seçimdir.
Hipofiz Tedavisi
Hipofiz Tedavisi
Hipofiz tümörleri, vücudun hormon üretiminden sorumlu olan hipofiz bezinde oluşur ve bu bezin işlevlerini etkileyebilir. Hipofiz tümörleri genellikle iyi huyludur, ancak bazıları fazla hormon üretimine veya hormon eksikliğine neden olabilir. Tümörlerin tedavisinde dört ana yöntem kullanılır: ameliyat, radyoterapi, ilaç tedavisi ve kemoterapi.
- Ameliyat: Tümörün boyutuna ve yerine göre cerrahi yöntemler seçilir. Ameliyatla tümör çıkarılarak bezin normal işlevlerine dönmesi sağlanır. En yaygın yöntemler arasında transsfenoidal cerrahi, endoskopik transsfenoidal cerrahi ve kraniyotomi bulunur.
- Radyoterapi: Hipofiz tümörlerinin tedavisinde radyoterapi, kanser hücrelerini öldürmek veya büyümelerini durdurmak için kullanılır. Stereotaktik radyocerrahi, radyasyonun hedeflenen tümör dokusuna odaklanarak sağlıklı dokuya zarar vermesini önler.
- İlaç Tedavisi: Hormon üretimini kontrol altına almak için kullanılan ilaçlar, hipofiz tümörlerinin etkilerini azaltabilir. Özellikle işlevsel tümörlerde fazla hormon üretimini durdurmak için tercih edilir.
- Kemoterapi: Kemoterapi, hipofiz karsinomları gibi daha nadir ve agresif tümörlerde kullanılır. Kanser hücrelerinin büyümesini durdurarak semptomları hafifletir ve hastanın yaşam kalitesini iyileştirir.
Nedenleri: Hipofiz tümörlerinin nedenleri tam olarak bilinmemektedir, ancak genetik faktörler ve bazı kalıtsal sendromlar risk faktörleri arasında yer alır. Tümörler büyüdükçe baş ağrısı, görme bozuklukları, hormonal dengesizlikler ve yorgunluk gibi semptomlar ortaya çıkabilir. Tedaviye zamanında başlanmadığı takdirde, tümörler hipofiz bezinin işlevlerini ciddi şekilde etkileyebilir.
Bu tedavi yöntemleri, hastanın tümörünün boyutu, yeri ve hormonal etkilerine göre kişiselleştirilir. Tedavi sonrası hastalar genellikle düzenli olarak izlenir ve hormon seviyeleri kontrol edilir.
Mide Kelepçesi
Mide Kelepçesi
Mide kelepçesi, obezite tedavisinde kullanılan cerrahi bir yöntemdir ve genellikle diyet ve egzersizle kilo veremeyen hastalar için tercih edilir. Laparoskopik yöntemle gerçekleştirilen bu operasyon, yaklaşık 1 saat sürer ve mideye silikon bir kelepçe yerleştirilir. Kelepçe, mideyi küçülterek daha az gıda tüketimini sağlar. Operasyon genellikle 18-65 yaş aralığında, vücut kitle indeksi 40 ve üzerinde olan kişiler için uygundur. Kelepçenin takılmasıyla birlikte hastalar, ilk yıl içinde fazla kilolarının yarısından kurtulmayı hedefler.
Mide Kelepçesi: Kimlere Uygulanabilir ve Nasıl Takılır?
Mide kelepçesi, obezite tedavisinde kullanılan etkili bir cerrahi yöntemdir. 18-65 yaş arasında, vücut kitle indeksi en az 40 olan ve ciddi sağlık engeli bulunmayan kişilere uygulanır. Genellikle ideal kilosunun 40 kilo üzerinde olan bireyler için uygundur. Operasyon, genel anestezi altında yapılır ve yaklaşık 1 saat sürer. Karın bölgesine yapılan küçük kesilerden mideye yerleştirilen silikon kelepçe, mideyi daraltarak gıdaların yavaş geçişini sağlar. Bu, hastaların daha az gıda tüketerek kilo vermesine yardımcı olur.
Radyoaktif İyot Tedavisi
Radyoaktif İyot Tedavisi
Radyoaktif iyot I-131 tedavisi, hipertiroidizm (aşırı aktif tiroid) gibi tiroid bezinin aşırı çalışması durumlarının tedavisinde kullanılan bir nükleer tıp yöntemidir. Bu tedavi, özellikle Graves hastalığı ve tiroid nodüllerinin neden olduğu hipertiroidi için etkili bir çözümdür. Tedavi, radyoaktif iyotun ağız yoluyla alınmasıyla gerçekleştirilir ve tiroid bezindeki hücreleri hedef alarak bunları yok eder. Radyoaktif iyot tedavisinin etkisi birkaç ay içinde maksimum seviyeye ulaşır ve genellikle tek dozla tedavi edilir.
Tedavi Öncesi ve Sonrası Bilinmesi Gerekenler:
Tedaviden önce, gece yarısından sonra herhangi bir şey yiyip içmemek önemlidir ve anti-tiroid ilaçları tedaviden birkaç gün önce kesilmelidir. Tedavi sonrasında, özellikle hamile kadınlar ve küçük çocuklarla yakın temastan kaçınılması gerekmektedir. Radyoaktif iyotun büyük kısmı ilk iki gün içinde vücuttan idrar yoluyla atılır, bu nedenle bu süreçte başkalarıyla teması sınırlamak önemlidir.
Tedavi Süreci:
Radyoaktif iyot tedavisi, genellikle ayakta tedavi olarak uygulanır ve bir kapsül veya sıvı şeklinde ağız yoluyla alınır. İyot, tiroid bezinde yoğunlaşarak hücreleri yok etmeye başlar. Tedavinin tam etkisi birkaç ay içinde görülür ve genellikle tek bir doz yeterli olur.
Radyoizotop Tedavisi
Radyoizotop Tedavisi
Radyoizotop tedavisi, kanser hücrelerini hedef alarak yok etmek amacıyla radyoizotopları kullanan bir yöntemdir. Radyoterapinin bir alt dalı olarak, bu tedavi yöntemi son yıllarda giderek artan bir ilgi görmektedir.
Radyoizotop Tedavisi Nedir?
Radyoizotop tedavisi, tiroid kanseri, safra kanalı kanseri, karaciğer kanseri, kemik metastazları ve nöroblastom gibi çeşitli kanser türlerini tedavi etmek için kullanılır. Tedavi sırasında kullanılan radyoaktif izotoplar, mevcut kanser türüne göre değişir. Örneğin, tiroid kanserinde I-131 radyoterapisi tercih edilirken, prostat kanseri için radyum Ra 223 diklorür kullanılabilir. Ayrıca, radyoizotop tedavisi diğer kanser tedavileriyle kombine edilebilir.
Bu tedavi yöntemi cerrahi gerektirmeyen bir işlemdir. Radyasyon, iki şekilde iletilir: ağız yoluyla (içecek veya kapsül şeklinde) veya damar yoluyla enjeksiyon ile. Tiroid kanseri, hodgkin dışı lenfoma, prostat kanseri ve osteoblastik metastatik kemik lezyonları gibi birçok kanser türünün tedavisinde radyoizotop tedavisinden yararlanılır.
Radyoizotop Tedavisi Nasıl Uygulanır?
Radyofarmasötikler, radyoizotop ve ilaca bağlı bir izleyici içerir ve bu sayede radyoizotop, vücudun belirli bir dokusunu veya bölgesini hedef alabilir. Radyoizotop bozulmaya başladığında, hedeflenen doku veya tümörü etkiler. Kanser hücreleri, radyoizotopu kanser olmayan hücrelerden daha fazla emer, bu da daha yüksek bir radyasyon dozunun kanser hücrelerini yok etmesini sağlar. Uygulanan radyofarmasötik miktarı, spesifik tümörlerin türüne, konumuna ve diğer faktörlere göre dikkatlice belirlenir.
Radyoizotop Tedavisinden Sonra Ne Olur?
Tedavi sonrası, evdeki diğer kişilerin radyasyona maruz kalmasını en aza indirmek için özel talimatlara uyulmalıdır. Vücut, idrar, bağırsak hareketleri, tükürük ve ter yoluyla az miktarda radyasyon yayabilir. Bu nedenle, radyasyon maruziyetini en aza indirmek için aşağıdaki önlemler alınmalıdır:
- Bardaklar, yiyecekler, havlular ve uyku alanları paylaşılmamalıdır.
- Nevresimler, havlular ve giysiler birkaç gün ayrı yıkanmalıdır.
- Bir hafta boyunca başkalarıyla fiziksel temastan kaçınılmalıdır.
- Siz ve diğerleri arasında en az üç fitlik bir boşluk bırakılmalıdır.
- Bir hafta boyunca küçük çocuklara bakmaktan kaçınılmalıdır.
- Tedaviden sonra en az bir hafta hamile kadınlarla fiziksel temastan kaçınılmalıdır.
Tiroid Fonksiyon Testleri
Tiroid Fonksiyon Testleri
Tiroid hormonu, vücudun en önemli hormonlarından biridir ve tiroid fonksiyon testleri, bu hormonun düzgün çalışıp çalışmadığını değerlendirmek için kullanılan testlerdir.
Tiroid Fonksiyon Testleri Nedir?
Tiroid fonksiyon testleri, tiroid bezinin işlevini analiz etmek amacıyla yapılan kan testleridir. Bu testlerde, plazma TSH (tiroid uyarıcı hormon), serbest T4 (tiroksin) ve toplam T3 (triiodotironin) seviyeleri ölçülür. Normal TSH seviyeleri genellikle 0,37 ile 4,7 mIU/L arasında değişir ve bu aralık laboratuvarlara göre farklılık gösterebilir. Plazma T4 seviyeleri 60 ile 150 nmol/L arasında, T3 seviyeleri ise 1,2 ile 2,7 nmol/L arasında bulunur.
Tiroid bezindeki bazı değişikliklerin kökeni otoimmün hastalıklardan kaynaklanabilir. Bu durumlarda, anti-tiroglobulin, anti-tiroid peroksidaz veya anti-TSH reseptör antikorları gibi otoantikorların seviyelerini ölçmek önemlidir.
Tiroid Fonksiyon Testleri Ne Zaman Yapılır?
Tiroid bezinin işlevi, hipofiz bezi tarafından kontrol edilir. Hipofiz bezi, kafatasının tabanında bulunan ve tiroit uyarıcı hormon (TSH) üreten bir bezdir. TSH, T4 ve T3 hormonlarının dolaşımdaki seviyelerinde meydana gelen değişikliklere karşı hassastır. Serbest T4 konsantrasyonundaki küçük bir artış, TSH konsantrasyonunda büyük bir düşüşe neden olabilir ve bunun tersi de geçerli olabilir.
Bu testler, aşağıdaki hastalıkların teşhisinde kullanılır:
- Guatr
- Hipertiroidizm
- Hipotiroidizm
- Tiroid nodülü
Tiroid Fonksiyon Testleri Nasıl Yapılır?
Tiroid hormon testleri oldukça basittir ve genellikle bir sağlık kuruluşunda doktorun talebi üzerine kan testi şeklinde yapılır. Hastadan alınan bir tüp kan ile TSH, serbest T4 ve toplam T3 seviyeleri ölçülür. Bu testlerin sabah saatlerinde ve aç karnına yapılması önerilir.
Testler, özellikle guatr ve tiroid düzensizlikleri belirtileri gösteren hastalar için yapılır. Ayrıca, rutin kan testleri ve muayenelerde de TSH, T3 ve T4 değerleri değerlendirilir. Hamilelik sırasında bu değerlerin izlenmesi önemlidir, çünkü tiroid hormonu vücudun tüm fonksiyonlarını etkiler. Bu nedenle, tiroid fonksiyon testlerinin düzenli aralıklarla yapılması gereklidir.
Tiroidektomi
Tiroidektomi
Tiroidektomi, tiroid kanserlerinin tedavisinde genellikle uygulanan ana cerrahi yöntemdir. Tiroid kanseri, ince iğne aspirasyon (İİA) biyopsisi ile teşhis edildikten sonra, tümörü ve tiroid bezinin tamamını veya bir kısmını çıkarmak için ameliyat önerilir. Ancak bazı anaplastik tiroid kanserleri dışında, tiroidektomi geniş bir tedavi seçeneğidir.
Tiroidektomi Nedir?
Tiroidektomi sırasında tiroid bezi çıkarılır ve bu işlem tiroid kanseri tedavisinde en yaygın cerrahi yöntemdir. Ameliyat genellikle boynun ön tarafında birkaç inç çapında bir kesi ile gerçekleştirilir. Ameliyat sonrası, boynun ön kısmında küçük bir yara izi kalabilir, ancak bu iz zamanla daha az belirgin hale gelir.
Tiroid bezinin tamamen çıkarılması durumunda total tiroidektomi adı verilir. Eğer tiroidin tamamına yakını çıkarılırsa, ameliyata totale yakın tiroidektomi denir. Bazen cerrah tiroidi tamamen çıkaramayabilir, bu nedenle total tiroidektomi yerine totale yakın tiroidektomi yapılabilir.
Tiroidektomi Ne Zaman Uygulanır?
Tiroidektomi, hem iyi huylu hem de kötü huylu durumlar için endikedir. İyi huylu durumlar arasında, semptomatik guatr vakaları öne çıkar. Guatr vakalarında estetik nedenlerle de tiroidektomi tercih edilebilir çünkü büyük bir kitle boynun ön kısmında dikkat çekici olabilir. Ayrıca, Graves Hastalığı veya Hipertiroidizm gibi tıbbi tedaviye dirençli hastalıklarda da tiroidektomi uygulanabilir. Tiroid kanseri vakalarında cerrahi tedavi genellikle, ince iğne aspirasyonu ile yapılan ameliyattan önceki histolojik tanıya dayanır.
Tiroidektomi Nasıl Yapılır?
Hem hemitiroidektomi hem de total tiroidektomi genel anestezi altında yapılan ameliyatlardır. Günümüzde bu ameliyatlar, boynun ön kısmından küçük bir kesi ile açık bir yaklaşımla veya minimal invaziv yöntemler olarak endoskopik cerrahi ve robot yardımlı cerrahi ile yapılabilir.
Bu süreçte tiroid bezi, koltuk altından veya boynun en üst kısmından yapılan bir kesi ile çıkarılır. Amacımız, bezi yataklarından çıkarmak, kanamayı kontrol etmek ve paratiroid bezlerinin işlevini korumaktır. Paratiroid bezleri, tiroid bezinin arka kısmında bulunur ve kalsiyum metabolizmasını düzenler.
Ayrıca, tiroid bezinin arka yüzünde bulunan ve larinksin intrinsik kas sistemini innerve eden rekürren laringeal sinirin bütünlüğünü belirlemek ve korumak önemlidir.